12 Mayıs 2011 Perşembe

Yeni Medya’nın Telif Haklarına Etkisi


                                    

 

  İnternetin doğmasıyla birlikte, bilgiye erişebilirlik (accessibility) geçmişden çok daha kolay hale geldiğini söyleyebiliriz. İnternet, global anlamda çok hızlı bir şekilde gelişip, bütün geleneksel medya mecralarını da içine katarak, bugün kullandığımız “Yeni Medya” kavramının içine aldık. Ancak geleneksel medya araçlarından çok farklı olan bu araç, bir çok sorunsalı da beraberinde getirdi. Geleneksel medyada, bilgi kontrolü (filtreleme) sağlanabiliyorken, bu yeni medyada nerdeyse imkansız hale gelmiştir. Özellikle Web2.0’a geçildikten sonra telif haklarını büyük oaranda olumsuz yönde etkilemiştir. Tabii ki bu bilgi kontorolün gerekli olup olmadığı tartışmalarına da açık bir konudur fakat, bunlarla birlikte “telif hakkı” sorunu ortaya çıktı. “Telif hakkı” sorunsalının çözümü, normal hayatta uygulanan hukuki kurallarla pek çözülemediği bir mecra haline geldi. Kolay çoğaltma ve dağıtım, teknik bakımdan eser türlerinin eşitliği, bilgisayar oyunları ve sanal gerçeklik uygulamaları gibi tamamen yeni eser türleri, etkileşimlilik ve değişkenlik, ve doğrusal olmama gibi özellikler İnternet’i telif hukuku açısından problematik hale getirmektedir. Yeni medyanın en önemli aracı olan internet üzerinden telif hakları konusunu tartışacağız. Yeni medya telif  haklarını nasıl etkiledi ve sonuçları neler olabilir.

        Şüphesiz ki, yeni medyanın en önemli aracı olan internet bilgiye ulaşmada en büyük mecra durumunda. Herşeyin hızla dijitalleştiği bu dünyada artık bilgiye ulaşmanın da daha kolay olduğunu ve bununla birlikte bir bilgi toplumunun ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bilgiyi hızlı bir şekilde yayma, elde etmenin verdiği kolaylık bu mecrayı önemli kılıyor. İnternetin gelişmesiyle, her türlü içeriğin kullanıcı tarafından rahatlıkla paylaşılabiliyor olması bazı önemli olumsuz etkileri beraberinde getirmiştir. Bunların başında telif hakları sorunu geliyor.  Bilim ve sanat alanında sıkıntılı bir durum haline gelmiştir.
İnternet, bilim ve sanat alanındaki faaliyetlerin alt yapısı olarak bütün dünyada hızlı bir gelişme göstermektedir. İletişim, bilgi erişim ve yayımında sağladığı avantajlar dolayısıyla, bütün gelişmiş ülkeler İnternet’in büyümesi için gerekli yatırımları yapmaktadır. Amaç, bilim ve sanatta gelişmeyi hızlandırmaktır. Telif hakları kanunları ise bilim ve sanat alanındaki faaliyetleri düzenleyen kurallar koyar. Bu kurallar, bir yandan yazarlar ve sanatçıların özgün eserleri üzerindeki menfaatlerini koruma altına alır, diğer yandan da başkalarının bu eserlerdeki fikir ve bilgileri kullanmalarını teşvik eder. Burada da amaç, bilim ve sanatın gelişmesidir.
 Telif hakları, kişinin yarattığı fikir eserlerinin her mülkten daha fazla o kişiye ait oldukları düşüncesine dayanır [UNESCO 1989, s.17]. Telif hakları, yazar ve sanatçıların kendi eserlerine sahip olma haklarının kanunda ifade edilmesidir. Telif hakları kanunları ülkeden ülkeye değişir. Türkiye’de telif halkları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile korunur. Bu kanun, ilim ve edebiyat eserleri (bilgisayar programları dahil), musiki eserleri, güzel sanat eserleri ve sinema eserlerini konu almaktadır ve bu alanlardaki eserlerin sahiplerine manevi ve mali olmak üzere iki grupta ele alınan haklar tanımaktadır.
Manevi haklar, eser sahibinin, eserinin sahipliğini üstlenme ve eserinin özelliğine ve bütünlüğüne saygı gösterilmesini talep etme hakları ile ilgilidir. Mali haklar ise eser sahibinin eserinden kazandığı para ile geçinebilmesini sağlayan haklardır. Bunlar işleme, çoğaltma, yayma ve temsil etme haklarıdır. Eser sahiplerinin izni olmadan başkaları bu hakları kullanamazlar. Tanınan bu hakların koruma şekli, süresi ve getirilen istisna ve sınırlamalar eser türüne göre farklılık göstermektedir.
Getirilen istisna ve sınırlandırmalar, eğitim ve araştırmayı ve genel olarak toplumun bilgilenmeye olan ihtiyacını göz önüne alır. Buna “dürüst kullanım” veya "adil kullanım" (fair use) doktrini adı verilir. Böylece, fikir ve sanat eserleri kanunu, ilk bakışta birbiriyle çelişir görünen fert olarak yaratıcının hakları ile toplumun bilgi ve öğrenmeye olan ihtiyacını dengelemeye çalışır. Bu dengeyi kurmaktaki amaç yaratıcılığı teşvik etmek, bilim ve sanatları geliştirmektir.
Bu yönde gelişen hukuki tartışamalar hala sürmektedir. Yeni Medya geliştikçe ve internet kullanıcıları artıkça bütün bunları kontrol altına almakta şuan ki altyapinın eski korumacılık mantığa ile çözüme cevap veremeyeceği düşünülmektedir. Kullanıcıların kontrol altına alınması da başka tartışmalara yol açtığından dolayı tamamen bir kıskaca giren telif hakları sorunsalı artık Yeni Medya’nın ruhuna uygun olarak çözüme kavuşmayı beklediğini söyleyebiliriz.

Sanal ortamda en yaygın faaliyetlerden biri, elektronik postadır (e-mail veya electronic-mail). Bu, bilgisayarlarda depolanmış olan verilerin, bilgi ağları vasıtasıyla kullanıcılar arasında iletilmesinden ibaret olan bir faaliyettir. Yine bu ortamda birden fazla kişinin sanal ortamda bir araya gelip, elektronik tartışma grupları oluşturması da diğer bir faaliyettir. Burada gruba üye olan kimseler arasında, bilgisayarlar vasıtasıyla veriler iletilmektedir. Sanal ortamda günümüzde giderek önemi artan ve telif hakları bakımında klâsik yöntemleri zorlayan en önemli faaliyet elektronik yayıncılıktır. Gerçekten de, bu ortamda eserin maddî varlığına gerek duyulmadan,  eser dijital hale getirildikten sonra bilgi ağları yoluyla birkaç klavye tuşu ile, dünyanın her yanından erişilebilir hale gelmektedir. Internet üzerinden, herhangi bir gazete veya dergiye abone olmak mümkündür. Yine film, müzik, video kasetlere sanal ortamda ulaşılabilmektedir.  Sanal ortamda ticarî reklâmlar, bilgisayar oyunları eğitim hizmetleri ve chat hizmeti de verilmektedir. Internet üzerinde eğitimin kavramı ile birlikte bu Web sayfalarından verilen bilgiler, kitaplar, sözlükler,  bu eserlerin sahiplerinin haklarının korunması bakımından büyük önem arz etmektedir. Sanal ortamda kullanıcıların hizmetine sunulan arama motorları önemli bir faaliyet olarak  karşımıza  çıkmaktadır.  Arama   motorları   yoluyla kullanıcılar,  anahtar  kelimeler  kullanarak istedikleri alanda, istedikleri verilere kolayca ulaşabilmektedir. Fakat arama motorları yoluyla Internet üzerinde telif hakların ihlâl potansiyeli artmaktadır. Özellikle, Internet üzerinde yapılan müzik sunumlarına erişmek için arama motorları kullanıcılara büyük kolaylık sağlamaktadır.

 Dijitalleştirme, saklanma ve aktarılma aşamalarında bilgilerin ve verilerin sayısal biçimlere dönüştürülmesidir. Internet ortamında veriler bu şekilde, daha kolay ve hızlı bir şekilde başkalarına aktarılabilmektedir. Dijitalleştirme, eserde bir değişiklik meydana getirmemekte, sadece onda teknik anlamda bir yenilik yapılmaktadı. Dijitalleştirme, eserin hızlı bir şekilde yayılmasına imkân vermek suretiyle, fikrî hak ihlâllerini kolaylaştırmakta ve çabuklaştırmaktadır. Gerçekten bilgisayarın klavyesindeki birkaç tuşa basmak suretiyle, dijital hale getirilen eser üzerindeki haklar kolayca ihlâl edilebilmektedir. Bu ihlâllere engel olmak
için, hukukî mekanizmalar yanında, teknik imkânlar da geliştirilmektedir. Teknolojinin sunduğu bu imkânın kötüye kullanılmasının önlenmesi için dijital eserler, deyim yerindeyse “su üstüne yazılan yazı” gibi kopyalanamaz hale getirilmeye çalışılmaktadır.  

“Multimedya” kavramı, tam olarak işlenmiş bir sözcük değildir. Fakat bu deyim, kavram olarak “iletişim alanında var olan  yöntemlerin birkaçının bir arada sunulması” şeklinde tanımlanabilir. Gerçekten de, diğer iletim yöntemlerinden farklı olarak Multimedyada, ses, görüntü, yazı, film, müzikler aynı anda karışık olarak bir arada sunulmaktadır. Burada zamana bağlı olmaksızın, dileyenin her istediği anda, sunulan içeriğe ulaşma imkânı sağlanmaktadır. Hizmetten yararlanan belli bir anda, bir programa bağlı olarak erişimden ziyade, istediği zaman içeriğe kavuşmaktadır.  

 Mp3, müzik parçalarının teknik bir yöntemle sıkıştırılması anlamında
kullanılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi, bu yöntemle müzik parçaları onda birine kadar sıkıştırılarak, hem Internet üzerinden daha kolay iletilmekte, hem de bilgisayarlarda daha az yer kaplamak suretiyle, kullanıcılara kolaylık sağlamaktadır. Bu şekilde müzik eserlerinin sıkıştırılması Almanya’nın Frauenfoher Enstitüsü’nde geliştirilmiş ve dünyada hızla yayılmıştır. Günümüzde müzik eserlerinin büyük kısmı Mp3 formatına çevrilerek, Internet üzerinden yayılmaktadır. Sözkonusu sistem, fikrî haklar bakımından ciddi bir ihlâl potansiyeli taşımaktadır. Gerçekten de, günümüzde arama motorlarına verilen kavramlar arasında müzik sunumları, ilk sıraya yükselmiştir. 


Bütün bu teknolojik gelişmelerin ardından çıkan bu sorunların Yeni Medya kaynaklı olduğu anlamına gelmeyen ve bunun Yeni Medya’nın kendi ruhuna uygun olarak çözüme kavuşturulması gerekiyor. Diğer bir deyişle sorunu yaratan Yeni Medya’nın kendisi değil, sorun daha çok, eskinin yeniye ayak uyduramaması olarak da yorumlanabilir. Daha somut bir örnekle desteklersek; gelişim çağında olan bir çocuğun aynı ayakkabıları giymesi mümkün değildir. İşte bu noktada Yeni Medya’ya giydirilmeye çalışılan elbise dar gelmektedir. Hızlı bir şekilde gelişmekte olan Yeni Medya’nın elbetteki etkisi de büyük olacaktır. Onun değil; yeni düzenlemelerin ona uydurulması gerekiyor. Çoğu sanatçı kendi yarattığı alternatiflerle, Yeni Medya’nın telif hakları üzerinde yarattığı etkiyi göz önüne alarak bu düzene ayak uydurmaya çalışıyor. Artık birçok eser Yeni Medya’ya uyumlu olarak üretilmektedir. Telif hakkı sorunsalı göz önünde bulundurularak yeni metodlar geliştirilmekte.



Kaynaklar:

Ramazan Acun İnternet ve Telif hakları Bilgi Dünyası 1/1 (Nisan 2000)
Doğan Kocabey İnternette Fikri Hakların Korunması  Ankara Üni.         Sosyal Bilimler Enstitüsü
Duygu Yücesoy Müzik Eserlerinin Internet Ortamında Paylaşılmasının Telif Hakları Açısından Doğurduğu Etki Bütce Dünyası Dergisi • Sayı 33 • 2010 / 1
              












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder