19 Mayıs 2011 Perşembe

'SOSYAL MEDYA'NIN GELİŞİMİ SORUNLU'

90’lardan bu yana başarılı bir şekilde gazetecilik mesleğini icra eden ve TRT Haber’de Kozmik Oda programını hazırlayıp sunan Rıdvan MEMİ’yle ‘Geleneksel Medya’ ve ‘Yeni Medya’lar üzerine hoş bir röportaj gerçekleştirdik.


“Türkiye’de ‘Geleneksel Medya’yı yönlendiren isimlerin ‘Geleneksel Medya’nın dahi evrilmesi gerektiği noktayı anladıkları kanaatinde değilim, nerede kaldı online ya da sosyal medya…”  

   Öncelilke “Geleneksel Medya” kavramından bahsetmek istiyorum. Geleneksel medya denince ne anlamalıyız? Onu geleneksel kılan nedir?



Farklı tanımlamaları yapılabilir ama bugün yaygın kullanımı, ‘online’ın, internet medyasının ortaya çıkışı ile belirginleşen bir olgu ‘Geleneksel Medya’. Biz bugün daha çok internet medyası dışında kalan bütün türler için kullanıyoruz bu kavramı. Televizyon, gazete, radyo, dergi..v.s hep birden ‘geleneksel medya’ olarak nitelendiriliyor artık. Aslında bence bu kaba bir tasnif. Çünkü içerik ve biçim açılarından ayrı ayrı bakıldığında bugün ‘gelenksel medya’nın gerçekte ne kadar ‘geleneksel’ olduğu tartışmaya değer. Buna karşın bir kolaylık işte, internet medyası dışında kalan ne varsa ‘Geleneksel Medya’ diye tanımlamak. Bugün yapılan da bu…



Dijital teknolojiler sayesinde artık gazetecilik yapmak eskisinden daha mı kolay?




Yine o ayrıma dikkat çekmek zorundayım; içerik ve biçim… Bu başlı başına bir konu çünkü biçimin içeriğin oluşmu üzerinde bir etkisi var, kaçınılmaz.. Sizin sorunuz tabii ki biçimi işaret ediyor farkındayım ve sorunun yanıtı net: Evet! Ben aktif olarak 90’da başladım gazetecilik yapmaya ve ajans haberlerinin bile bugün pek çok kimsenin hatırlamadığı teleks adı verilen cihaz üzerinden alındığı yıllardı, altı üstü 20 yıl önce… Sahadaki bir muhabirin acil bir haber olduğunda editöre bildirmesinin tek yolu bir ankesörlü telefon bulup yazdırmak olduğu (editor de daktilo ile yazıyor bu arada), fotoğrafın dia negatif baskıdan ibaret olduğu bir dönem… 60-70 yıllık klasik bir dönemin son zamanlarını yaşamış bir haberci olarak bu sorunun yanıtı tabii ki tereddütsüz evet! Ayrıntısısnı anltamaya gerek olmayan bugünün teknolojik imkanları ile gazeteciliğin biçimsel olarak icraası bugün çok ama çok kolaylaşmıştır. 


  Yeni Medya araçlarının gelişmesiyle oluşan bilgi kirliliğini Geleneksel Medya idealize edebiliyor mu (Yurttaş Gazeteciliği)? 



Bilgi kirliliğinin tek başına biçimsel kaynaklı olduğunu düşünmüyorum. Bu aslında daha çok haberciliğin temel-evrensel ilkelerine ne ölçüde bağlı kalındığı ile ilgili bir sorun. Bununla beraber doğrudur ki, online medya geleneksel kontrol mekanizmalarının daha az işlediği bir ortam olması itibarı ile bilgi kirliliğine daha yatkın. Nitekim örneklerini de hemen her an bolca gözlemlemek mümkün. En yeni bilgiyi en hızlı biçimde iletmek tutkusu elinizin altında buna uygun araçların da hazır bulunması ile birleştiğinde potansiyel bir tehlike olarak beliriveriyor. Teknolojik imkanların gerçeği daha çok eğip-bükme imkanına sahip olmasını da bunlara eklediğinizde gerçekten üzerinde uzun uzadıya tartışılması gereken bir konu haline dönüşüyor bu. Yurttaş Gazeteciliği denilen şey bugün dünyada da tartışma konusu, mesleki eğitim süreçlerinden geçmemiş sıradan insanların ‘daha çok haber, daha hızlı haber’ adına medya araçlarına adaptasyonu bir dizi sorunu içeriyor. Ama tekar altını çizmekte fayda görüyorum, bugün bu sorun geleneksel medyanın da azade olduğu bir sorun değil ve özünde haberciliğin temel-evrensel ilkelerine ne ölçüde bağlı kalındığı ile ilgili… Online medyanın gerek dünyada gerekse Türkiyede geçmişinin aslında henüz kısa olduğunu anımsarsak, bu sürecin yaşanmasının biraz da kaçınılmaz olduğunu ve zaman içinde sorunların adım adım çözüleceğini umut ediyorum.

Sosyal Medya'nın gelişimini nasıl görüyorsunuz?

Sorunlu! Hem de çok! Mesela temelde iki boyutlu, bireye bakan yanı ile de sorunlu sosyal boyutu ile de sorunlu. Bütün ayrıntıları ile bu kısa röportajda tartışmak mümkün değil ama ana başlıkları ile söylemeye çalışayım. Bireye bakan yanı ile; mahrem olgusunu farkına varmaksızın ortadan kaldırmasından tutun yoğun kullanımda 140 küsur karakterle düşüncenin ifade edilmesine zorlayan ve potansiyel olarak bir süre sonra 140 küsur karakterle düşünmeyi beraberinde getirebilecek olan bir alandan söz ediyoruz. Kim ne kadar farkında bilmiyorum.Sosyal boyutunda ise yine ana başlığı ile sanal gerçeklik içinde toplumsal ilişkiler ağı kuran bir ortamın ne ölçüde sağlıklı olabileceğini tartışmak gerekiyor. 

Mısır olaylarına baktığımız zaman, Yeni Medya uzmanları tarafından Geleneksel Medya'nın sosyal Medya'yı tam olarak anlayamadıkları yorumunu yaptılar. Örneğin "Twitter dikdatör deviriyor!" gibi yorumlar ve başlıklar... Geleneksel Medya, Sosyal Medya'yı anlamakta zorluk çekiyor mu?

Türkiye’de ‘Geleneksel Medya’yı yönlendiren isimlerin ‘Geleneksel Medya’nın dahi evrilmesi gerektiği noktayı anladıkları kanaatinde değilim, nerede kaldı online ya da sosyal medya…Bu kanattimin somut kanıtı, çok basit, anlamış olsalardı 2005 yılında bir kısmının da üye olduğu WAN (ki online medya konusunda ortodoksturlar) raporlarında 2012 yılı projeksiyonunda  online medya reklam gelirlerinin toplamda yazılı medyayı geçeçeği gerçeğini farkeder buna uygun yayın politikiları geliştirirlerdi. Beyler bir kaç yıldır uyandı, uyku mahmurluğu ise hala devam ediyor. O yıllardaki açıklamaları hala arşivlerde durmakta, internet medyası etkilemez geleneksel medyayı, mealindeki…Başlık meselesi ayrı, o da ‘geleneksel ‘Türk’ medyası’nın genel hastalığı, çarpıcı bir başlık olsun içerik ile gerçekçi ilişkisi teferruattır’ hastalığı..

Günümüz tekelleşen medyasında, Wikileaks belgelerinin internet olmadan kitlelere ulaşması mümkün müydü?

İnternet medyası Wikileaks belgelerini aktaran tek mecra değil, haksızlık yapmayalım. Bütün dünyada gelenksel medyadan partnerleri var Assange’ın, bizde Taraf örneğin… Bu da kaçınılmaz,  çünkü hala gelenksel medyaya bağımlı ciddi bir kitle var, gözardı edilemez…Ama şu ise soru, internet medyası olmasaydı Wikileaks belgeleri ortaya çıkar mıydı ? Zor gözüküyor! 1996’da Monicagate’in ‘Drugereport’ olmasaydı ortaya çıkmasının zor göründüğü gibi!

Son olarak Sosyal Medya'yı takip ediyor musunuz ya da herhangi bir ağda (Twitter) hesabınız var mı?

Tabii ki takip ediyorum, hem de dikkatle, ancak doğrusu parçası değilim. Bir kaç nedenle… Birinci gerçekten ayıracak vaktim yok. İkincisi hala kişisel olarak başından bu yana aktarmaya çalıştığım bazı çekincelerim var. Bununla beraber Kozmik Oda ‘kurumsal’ olarak hem sosyal medyada var hem de internet medyasının bir parçası. Çünkü biliyorum ki online medyanın ‘geleneksel medya’nın yerini neredeyse bütünüyle alması kaçınılmaz. Acı gerçek :)


Bu güzel röportaj için teşekkkürler Rıdvan Memi :)








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder